ŞİKAYETÇİ MİSİNİZ?


















Herkes şikâyetçi. Çoluk çocuk, küçük büyük herkes bezgin ve mutsuz. Pazarcı, güneşin altındaki belediye işçisi, dişçinin sekreteri, şezlongunda uzanmış kokteylini yudumlayan kadın, Porsche sinde 180 basan adam: den den den… Dürüst olmak gerekirse bizim ailede ki herkes de şikâyetçi. Azra bilgisayara konan zaman kısıtlamasından muzdarip. Mehmet LYS zamanın çok hızlı yaklaşmasına söyleniyor. Kocacım tuz diyeti yapınca yemeklerin tadını alamamaktan yakınıyor. Fırat harçlığını yükseltme derdinde. Ben, bende liste çok uzun.

Peki, ortak nokta ne? Hangi şartlar altında olursak olalım şikâyet edecek bir konu bulabiliriz.

Sadece hayata bakış açımızla, ondan beklentimizle alakalı. Bazıları sadece bardağın boş tarafını görür. Bütün kötü şeyler onu bulur bu yaşamda. Nasıl bir haksızlıktır bu. Zaten şanssızlık onun göbek adıdır. Çok az, bence şanslı bir kesim de hep pozitif bakar her şeye. Karşısına çıkan tüm sorunlarla dalga geçmek birinci önceliğidir adeta. Yaşadığı her olayda komik, absürt bir yan bulur. Aslında çokta mantıklıdır bu yaptığı. Değiştiremeyeceğimiz şeylere gülümseyerek bakmak sağlığımıza büyük bir katkıdır. Ben maalesef bunu her zaman başaramayanlardanım. Komple yapıma aykırı bakarsanız. Ben planlı,düzenli olunca huzur bulanlardanım. Bunu bozan her şey beni çileden çıkarır. Ama değişmeye çalışıyorum. Çünkü bu önce bana, dolayısıyla çevremdeki herkese zarar veriyordu. Hala çok uzun bir yolum var önümde. İnsanın kendini şekillendirmeye çalışması çok zor. Kendi kendinle bir mücadele içinde oluyorsun. Amacına ulaşmak için en büyük tehdit gene sensin. İronik aslında…

Bu yolu seçmeme en büyük etken iki kişi; birincisi kocacım, aşkım… Siyah ve beyaz gibiydik. Ben ne kadar kuralcıysam, O o kadar rahattır. Ben ne kadar planlıysam, o o kadar anı yaşar. Ben ne kadar çabuk sinirlenirsem, o o kadar sakindir. ‘Dağına göre kar verdi’ anlayacağınız. İşin güzel yanı ikimizde zaman içinde gri de buluşmayı öğrendik. Çok çarpıştık, kırdık döktük bazen. Heykeltıraşlarda mermer bloğunu kırarak çıkarmazlar mı içindeki güzelliği. Bunun gibi bence evliliklerde. Keskin hatları yumuşatmak, uyumu beraberce yaratmak lazım.

İkinci kişi bir arkadaşım. Hayata onun gibi bakabilen başka birini tanımadım. En acılı hikâyesini bile, içine komik öğeler katarak aktarır. Sinir bozucu, beyin yakan onca aptallığı ondan dinlerken bambaşka bir eğlenceli taraf bulursunuz karşınızda. Tanıdığım en güçlü kadınlardan biri o. Sizde bilirsiniz ki güçlü kadınlar asla yaralarını göstermez. Ama ben bilirim onun acıyan yanlarını. Lakin konuşamam bunların üzerine, çünkü mizacına aykırı.

Hayat kimse için 4*4 değil. Sadece odak noktamızı değiştirmemiz lazım. Nasıl karanlık bir gecede gözlerimizi zayıfta olsa yıldızların ışığından ayırmayız: hayatımızda da gözlerimiz hep daha biraz aydınlık olanda olsun.


                                                                                                                                   EDUPPA

Yorumlar