Kalbi
kırılmak mecazi bir anlatım. Gerçekte parçalara ayrılan bir şey yok.
Dolayısıyla yapıştırılacakta bir şey yok. Acaba olsa mıydı? Gerçekten görülen
kırıklarımız olsaydı, insanlar genede bu kadar hoyrat davranır mıydı birbirine? “Bak
bu senin kırdığın parça” diye verebilseydik yüreğimizin bir köşesini,
vicdanları sızlar mıydı gerçekten? Pişman olurlar mıydı?
İşin kötü yanı en yakınımız ,en sevdiğimiz acıtır
canımızı en çok. Yardım eder diye düşünmeden yanına koştuğumuz, karşılıksız
sevdiğimiz niceleri uzatmaz elini.“Ama
,ama dersin neden ? ben bunu hak edicek ne yaptım ki?” Kendinde ararsın suçu .
Çünkü böyle bir şeydir sevmek.
Karşıdakinden önce ,kendinde aramaktır hatayı.“ Nerde yanlış yaptım? ” Eğer ,cevap
koca bir hiçse ; işte o zaman yıkılır insan. Büyük bir boşluk ,sonra karanlık
sarar çevreni. Düştüğün bu bataklıktan,
gözyaşlarınla yıkanıp çıkamazsın.
Ne
acıdır ki yine sevgi dolu bir el çekip çıkarabilir seni burdan. İşte en
tehlikeli yanıda burası. İstersen tek
başına ol ,istersen kalabalıkta ki yalnızlıkta :Ya uzanmazsa o el?
Hayal
edin kalp camdan olsaydı. Her darbede nasıl ufalanırdı? Kenarları eksilirdi
önce .Tuz buz oldukça parçalar daha bir zor olurdu toplanması. Kendini ameliyat
etmeye benzerdi o zaman. Dökülmüş kalp parçacıklarını tek tek ayıklarsın.İşe
yarar olanları yeniden birleştire bilirim umuduyla, kalbinin yanına koyarsın.Geri
kalanları hayal kırıklığınla,yıkılmış güven taşlarınla atarsın . Maalesef her
sevdiğin insandan aldığın darbeyle büyür bu çöp yığını. Genede umudunu kesmek
istemezsin insanlardan. Bakarsın kalbine çarpmaya devam ediyor.
Darbeyi vuran eşin de olsa,dostun da olsa
yada çocuğun . Tekrar tekrar yürürsün ileriye bakarak,kırılmış kalbinle.
EDUBBA
Yorumlar
Yorum Gönder