BEBEK VE ÇOCUK OBEZİTESİ









           ‘Tosun gibi’ derlerdi gururla, ‘Çiroz gibi’ çocuk makbul değildi. ‘Boğazı yerinde olan çocuktan korkmayacaksın’ diye övünür, ‘yanağından kan damlıyor ‘ diye sağlık tarifi yapılırdı. Şimdi her şey değişti.
            Bebeğin anne rahmine düştüğü andan itibaren geleceği şekilleniyor aslında. Nasıl mı? Annenin hamileliğinde sigara içiyor olması bebeğin gerek erken yaş obezitesi, gerek ileri yaşlarda obezite riskini artırmaktadır. Gebe Annenin tip 2 diyabet, obez veya hipertansiyon hastası olması bebeğin doku gelişimde farklılık yaratmaktadır. Bazı annelerde görülen  gestasyonel diyabet(hamilelikte insülin yetersizliğine bağlı görüle geçici şeker hastalığıdır. Genelde diyetle kontrol altına alınır) kilolu bebek doğumuna, bebeğin insülin duyarlılığının bozulmasına hatta bebekte tıp2 diyabete sebep olmaktadır. Annenin gebelikte az ya da fazla yemesi de obezite riskini arttırır.
            Doğumdan sonra bebek ilk 6 ay sadece anne sütü almalıdır. Yapılan çalışmalar sadece anne sütüyle beslenen bebeklerin, hem erken dönem hem de yetişkinlikte  obezite görülme oranını düşürdüğünü ispatlamıştır. Emzirme süresi ne kadar uzun olursa bu riskte o kadar düşer. 9 aya kadar emzirme sürecine mama eklenmesi durumunda, bu yararlı etki ortadan kalkmaktadır. Yani bebeğin 9 ay sadece anne sütü alması için her türlü destek verilmelidir.
Anne karnında karbonhidrat ağırlıklı beslenen bebek, anne sütüyle yağ ağırlıklı beslenmeye döner. Bunun en basit nedeni bebeğin artan enerji ihtiyacının karşılanmasıdır. Mama vermek şartsa, bunun da sağlıklı bir şekilde seçilmesi gerekmektedir. Reklamı çok olan değil, anne sütüne en yakın, şekersiz mamalar tercih edilmelidir. Bebeğe 1 yaşına kadar inek sütü ve bal verilmemelidir.(sindirim sorunları ve alerji riski oluşur.) 6. Ayından itibaren ek besinlere azar azar başlanmalı, ayına uygun besinler, uygun miktarda, kaşıkla verilmelidir. İlk başlanan besinler şekerli olmamalıdır. Reçel, bisküvi, muhallebi gibi ek gıdalar tercih edilmemelidir. Şekerli ve yağlı yiyecekler ödül olarak kullanılmamalıdır. Düşük enerjili diyetler kesinlikle uygulanmaz.(çocukta obezite tedavisinde bu konu üzerinde konuşacağız.)
            Unutulmamalıdır ki çocuklar anneleri başta olmak üzere aile beslenme alışkanlıklarını hayatlarında devam ettirmektedirler. Yetişkinlerin diyetlerinde sorun oluşturan gıdalar, çocukları içinde problem yaratmaktadır.
            TV seyretme ve bilgisayar oynama ile obezite arasında pozitif bir ilişki saptanmıştır. Hatta vücuttaki yağ dağılımının düzensizliği bile buna bağlıdır. TV reklamları çocukların tercih ettiği gıdaları kötü etkiler. Çocuğun hareketsizliği arttıkça obezite riski artar. Yapılan çalışmalarda 0-2 yaş gurubu çocuklara elektronik aletler yasaklanması, 2 yaş üstü çocuklarda ise 2 saatle sınırlandırılması gerektiği saptanmıştır. Bu sebeptendir ki ebeveynlerin uyguladıkları TV karşısında veya eline cep telefonu vererek yemek yedirmek, çocukta obeziteye zemin hazırlar ve onu olumsuz etkiler.
  Yapılan çalışmalar gösteriyor ki çocukta, her iki ebeveyn obez ise %80,biri obez ise %40,ikiside obez değilse %14 oranında genetik risk oluşmaktadır. Anne-baba ve çocuk arasındaki psikolojik problemler çocuğun ruhsal yapısını etkileyerek aşırı yemesine neden olabilir. Obez çocukların ergenlik dönemide olumsuz etkilenir. Arkadaş edinememe, guruplara katılamama çocuğu daha da pasivize eder obeziteyi daha da arttırır.
            Obezitenin engellenmesi; gerekli önlemlerin alınıp çocukluk ve gençlik yılları boyunca uygulanması ile mümkündür. Biz ailelerin çocuklarına vereceği en güzel hediye sağlıklı beslenme alışkanlığıdır. Sağlıklı bir çocuk sağlıklı bir gelecek demektir.


                                                                                            ECZ. GÜLİZ SARIAĞAÇ



           




Yorumlar