BAYRAM-TATİLİ









        


             Bir klişeyle başlayalım: ’Nerede eski bayramlar!’. Biz de dâhil birçok çalışan için bayram demek tatil demek artık. Eskiden daha mı kolaydı hayat şartları? Hayır. Daha mı güçlüydü insanlar? Sanmıyorum. Değişen ne peki? Klasik kültürel erozyon bahanesine sığınalım mı? Yoksa bencilleşen insan karakterinden mi bahsetsek? Sebebi ne olursa olsun artık pek çok yerde bayramın adi var kendi yok.
     Bu bizim içinde geçerliydi. Üç gün, monotonluğu kırmak için bahane oldu. İl sınırı tabelasının üstüne konan kocaman kırmızı şeridi ne çok severim. Bu farklı yerlerin, görülecek yeni şeylerin müjdesini verir. Küçük maceralar yasama ihtimali sunar. Hele yollarda ki manzaralar şehrin betonlarının dışında bir hayatında akıp gittiğini gösterir. O küçük köy ve kasabalardan geçip giderken aslında bir haftadan sonra sıkılacağım bir hayata imrenerek bakarım. İki yandan akıp giden tarlalar, ağaçlar sanki sorunlarımızdan koparır bizi.  
  Bu üç gün dostları, sevdiğimiz insanları gördük. Değişik tatlara baktık. Eskişehir’e daha önce hiç gitmemiştik. İçinde kaybolduk. Valiliğini üç kez tavaf ettik ve  Eskişehir’e âşık olduk. Sazova parkında çocukluğumuza döndük. Mutlaka gidin. Şehircilik ne demek, halka hizmet nasıl olur burada şekil bulmuş. Afyonun kaymaklı ekmek kadayıfından da bahsetmeden geçilmez. Apayrı bir kent orası da. Muhafazakâr halkına karışan bir sürü yerli yabancı turist hayat vermiş oraya. Maalesef iki şehrin arasında kalan ören yerlerine girmeye vaktimiz kalmadı, lakin aklımız kaldı.

Neden güzel şeyler hep kısa sürer. Afyon'da yakalandığımız ,yaz yağmuru gibi başladı ve bitti. Ne yapalım bir daha ki tatile kadar sıkacağız dişimizi.



                                                                                  EDUBBA

Yorumlar