Arkadaşınız
var mı? Tabi ki var. Kaç kategoriye ayırdınız onları? Yok, canım demeyin. Bakın
şöyle derince. Göreceksiniz.
Sadece
iş konuştuğunuz ve iş yerindekileri çekiştirmeyi sevdiğiniz biri var mesela.
Hayatınızın her anın daki olumsuzlukları anlatıp, havanda su dövdüğünüz biri
vardır( kocanızı ya da yan komşunuzu, marketteki sakar kasiyeri tanımayan ama
sizinle ‘ay bilmez miyim! ‘diye başlayıp
gıybet paslaştığınız biri.) Aileleri de unutmamak lazım onların içinden size
haber taşıyan, sizin kızgınken anlattıklarınızı da onlara aktaran yakın akraba
bir arkadaş mutlaka lazım. Sonra… Sonra sizinle aynı zevkleri paylaşan;
gezmelik, tozmalık, eğlenmelik, bilhassa alışveriş etmelik biri de vardır.
Bakın ,orda telefonun en çok arananlarında kayıtlı. Hımm.. birde kaçtığınız
arkadaşlarınız var. Hayatınızdan bir türlü uzaklaştıramadığınız. Yedek kulübenizde
yaşlandırdığınız. Yılda bir kere bile
görüşmenin fazla olduğunu düşündüğünüz ve aramalarına bakmak mecburiyeti
hissettiğiniz insanlar olduğu gibi ne kadar sık görüşsenizde doyamadığınız insanlarda var tabii. Aslında gene ayılıp
bayılmadığınız ,ama bir sebepten ötürü (bunu yalnızca siz bilirsiniz) hayatınızda
olmazsa olmazınız olan , pohpohlayıp el üstünde tuttuğunuz kişileri de unutmayalım.
Şanslıysanız
dost diye bileceğiniz bir arkadaşa da sahipsinizdir. Bir diyorum çünkü bu az bulunur
bir ilişkidir. Hele de çocukluktan yakalamışsanız bu insanı tadından yenmez.
Gerçekten sizinle büyümüştür, iyi gününüzü kötü gününüzü paylaşmıştır. Sizi siz
yapanları bilir. Çoğu zaman anlatmazsınız bile o sadece bakar ve anlar. Sonrada
payına ne düşüyorsa paylaşır artık. Mekâna ve zamana bağlı değildir. Yıllarca
yüz yüze görüşemezseniz de, göz göze geldiğiniz an kaldığınız yerden devam eder
sımsıcak kucaklaşma. Çoğu durumda kardeşten ötedir.

EDUBBA
Yorumlar
Yorum Gönder