AH BU KUAFÖRLER

           Başım kuaförlerle dertte. Sadece benim başıma gelmediğine de eminim. Kaç kişi katalogdan renk gösterip , bambaşka bir renge boyandı söyleyin bakalım?

            Üstelik öyle alengirli şeylerde istemiyorum. Tek renk koyu kızıl benim için yeterli bir durum. Balyajı ,röfleyi,gölgeyi zaten korkudan ağzıma alamıyorum. Bu gençliğimden beri böyle. Gittiğim her kuaförden hüsranla çıktım. Koltuğa güzelce ve umut dolu oturuyorum.

           Katalogdan rengi seçiyorum.( sevgili kuaför bak bu renk çok koyu mizacımı bozar, şu renkte açık beyazımı kapamaz) Kafamı tek renk görmek istiyorum bu kadar basit. “abla benim işim bu. Sen karışma ben halledicem.” Saçlar öbek öbek ayrılır boya sürülür beyazlar extra 15-20 dakika beklenir. Sonra yıkanma faslı ,fön.Veeeeeee…Sonuç benim evde yalnız boyadığım saçtan daha fena. Ben boyayınca kafa en fazla 2 renk oluyor. Burda 3 -4 ton var  kafada. “ e canım ne oldu şimdi?” “Bir dahakine tek renk olur” diyenimi ararsın. Boyanın üzerine 3 kez daha boya vuranımı istersin. “Hanımefendi zaten bu renk  moda değil bu sene şu rengi vuralım” diyenimi ararsın.

Ya seç kesimine ne demeli. ‘Sadece kırıklarını alın ‘ diyorum adam peruk çıkaracak nerdeyse. Bir de biçimsiz bir kesim. ‘Abla 2-3 güne oturur bu saç üzülme sen’ . Ne bu yahu kokteylde değiller ki, niye hemen oturmuyorlar?
Nişantaşı’nda bir kuaför vardı. Nasıl karanlık, döküntü bir dükkânda çalışıyordu anlatamam. Mis gibide 24 saat alkol kokardı. En son gördüğümde yaş 55 civarıydı. 2 saat saç kestiğini bilirim. Yıkar, tarar, fön çeker, tekrar yıkar, bir makas alır sigaradan 2 fırt çeker...
Nevi şahsına münhasır dediklerinden. Ama o saç aylarca falsosuz, fönsüz uzardı. Aynadan hep memnun ayrılırdım. Ustalık bu işte dedirten bir zanaatkârdı.


Kısacası parasını geçtim. Yok mu beni o koltuktan mutlu kaldıracak bir kahraman…

EDUPPA

Yorumlar