DOĞADAN GELEN SAĞLIK MI,TEHLİKE Mİ?












Bitkiler üzerine ne kadar konuşsak, okusak, yazsak az. Bilinçli olmak kaydıyla Fitoterapi, aromaterapi vb. alternatif ya da geleneksel tıp yöntemlerine inanırım. Gelişmiş teknolojinin yokluğunda doğanın şifa kaynaklarını araştırmış ve kullanmış insanoğlu. Yüzyıllar boyunca deneme yanılma yöntemiyle de olsa doğrulara ve cevaplara ulaşmışlar. Zaten ilaç endüstrisinde kullanılan pek çok hammaddenin kaynağı ve öncüsü de buradan gelmektedir. Doğanın eczanesi Rusya ve Çin gibi gelişmiş ülkelerde bile önemini hiç yitirmeden tedavi sürecinde kullanılmaktadır. Batı tıbbı da aromaterapi başta olmak üzere doğal yöntemleri tedavinin bir parçası olarak görmekte; hatta sağlık sigortaları tarafından karşılanmaktadır.

Önemli olan bilinçli kullanmak. Ülkemizde doğal olandan zarar gelmez anlayışı maalesef sürmekte. Oysa gebelikte adaçayı, kekik, karanfil yağı kullanılması sakıncalıdır. Örneğin: yeşil çayın çok tüketilmesi, tansiyon ve kalp sağlığını bozar. Adaçayının yağı ya da çayını erkeklerin kullanmaması gerekir. Bunlar gibi örnekler çoğaltıla bilir.

Gerçekten zamanımızda yediğimizden içtiğimize pek çok şey de sıkıntı bulunmaktadır. GDO' lu gıdalar, GDO' lu yemlerle beslenen hayvanların eti, sütü, yumurtası, hormonla yapılan üretimler, böcek ilaçları vb. olumsuz her şey soframıza, oradan da sağlığımıza uzanan bir tehdit oluşturmaktadır. Hayvanlar için kullanılan antibiyotikler, antibiyotik direnci denilen problemin merkezinde yer almakta. Hayatımız boyunca hiç kullanmadığımız, hatta ülkemizde dahi bulunmayan antibiyotik gruplarına bile bağışıklık tespit edilmekte.

Devletin işini devlete bırakarak; biz her şeyi dozunda ve yerinde yapmanın yollarına bakacağız ...

                              
                                                                                                                     ECZ.GÜLİZ SARIAĞAÇ


Yorumlar