Reklamlar... Gizlisi,
ürün yerleştirmelisi, algı bloglamalısı envai çeşidi girdi hayatımıza. Program
arasında, haberlerin arasında, hatta reklam arasında reklam bombardımanına
tutuluyoruz. Televizyon, internet, radyo gazete, dergi, sinema vb. hiçbir yerde
kaçış yok. Bu kadarına alıştık zaten. Olmayınca garibimize gidiyor.

Zekâ, beceri,
yaratıcılık geliştiren oyuncaklar bile olsalar, ailelerin düştüğü durum çok
zor. Reklamları yapılan oyuncaklar genelde çok pahalı. Orta gelirli bir aile
olarak bütçeden ayrılabilecek bir miktar değil. Zaten o çocukların aileleri de
oyuncakları bırakıp, mağazadan çıkmaya ikna etmeye uğraşıyorlardı. ‘Baban
maaşını alsın, gelir alırız aşkım’ Çok sık başvurulan bir taktik değil mi? Hadi diyelim aldınız. Ertesi, gün başka bir
reklam görecekler ve ertesi gün bir başkasını… Yetişmek mümkün değil. Genelde
de 2-3 gün oynanıp sonra bir tarafa fırlatılan onca oyuncak. İzledikleri
reklamların etkisiyle sürekli sahip olmaya odaklı bir o kadar da tatminsiz çocuklarımız.

Bu cevaplara psikolog olsaydım sayfalar dolusu yazı
yazardım. Ben sadece üzülebildim.
Reklamlar sayesinde maddi eşyalar, mutluluğun hatta
sevginin anahtarı olmuş.
O küçük dünyaları
yanlış algılarla kirlenmesin, bozulmasın. Onları korumak bizim görevimiz.
Görünen o ki bu konuda pek başarılı değiliz.
EDUPPA
Yorumlar
Yorum Gönder